3 saat önce
Gaziantep Futbol Kulübü’nde son dönemde yaşananlar düşündürücü. Az parayla çok iş yapılmak isteniyor, neden olmasın? Ancak ne hikmetse, kraldan çok kralcılar ortaya çıkıyor ve bu durum hem kulübe hem de başkana zarar veriyor.
Galatasaray ve Konyaspor maçlarında gördüğüm manzara beni gerçekten şaşırttı. Kampta heyecanlı, istekli ve formda gördüğüm futbolcular adeta ortadan kaybolmuş gibiydi. Özellikle çok şey beklediğim Bacuna’nın sahadaki hali, sanki ayaklarına pranga vurulmuş gibiydi. Kamptan bu yana futbolcuların hocaya karşı farklı bir bakışı ve bir engelleme çabası vardı, bu durum da sahaya yansıdı.
Hatırlayın… Selçuk İnan’ın ayrılışında da, son 3-4 maçta yaşanan başarısızlıkta da futbolcuların payı vardı. Birisi gitti, diğeri kadro dışı bırakıldı. Şimdi aynı senaryo İsmet Taşdemir için yazıldı. Bazı futbolcular başrolü oynuyor; “Hoca iyi antrenman yaptırmıyormuş” bahanesi ortalıklarda dolaşıyor. Oysa İsmet hoca dürüst, kişilikli ve düzgün bir insandı. Ama bazı futbolcular buna da tahammül edemedi.
Benim hayatımda da gördüğüm bir gerçek var: Ne zaman birine iyilik yapsam, ayağıma dolanır. İsmet hocanın da kaderi böyle oldu. Bugün hocayı istemeyen, yarın başkanı; ertesi gün yönetimi istemez. Buna asla meydan vermemek gerekir.
Şimdi kulüpte Burak Yılmaz ismi konuşuluyor. Peki soruyorum: Burak Yılmaz’ın teknik direktörlükte bugüne kadar ortaya koyduğu somut bir başarı var mı? Futbolculuk kariyeri elbette tartışılmaz; ama teknik adamlık bambaşka bir alan. Sadece isme güvenerek karar verilirse, hata üstüne hata yapılır.
Benden söylemesi… Bugün yapılan yanlışların yarın “ah vah”ları çok ağır olur. Gaziantep FK yönetimi, bu süreci akılla, sabırla ve gerçekçi adımlarla yönetmek zorundadır.