6 saat önce
Gaziantep FK için yine türbündeyiz. Rakip bu kez Göztepe. Mesleğimiz gazetecilik olunca hafta sonu kavramı çoğu zaman tribün basamaklarında anlam kazanıyor. Ama şikâyet değil bu; aksine keyif alıyoruz. Çünkü biz gazeteciler, taraftarın gözü, kulağı ve sesiyiz.
Gaziantep Futbol Kulübü’nün son haftalardaki grafiğini anlamak gerçekten zor. Kendi sahanda Eyüpspor’a mağlup oluyorsun, Beşiktaş deplasmanında ise neredeyse üç puanı alacakken beraberlikle dönüyorsun. Ardından yeniden evine geliyorsun ve Göztepe karşısında adeta tel tel dökülüyorsun. Bu istikrarsız görüntünün sebebi ne, doğrusu çözebilmiş değilim.
Burak Yılmaz yönetiminde Gaziantep FK, sezonun belirli bir bölümünde gerçekten inanılmaz bir çıkış yakaladı. Oyun cesareti, mücadele gücü ve skor üretme iştahı bu takımı farklı bir noktaya taşımıştı. Ancak son 5-6 haftaya baktığımızda sanki görünmez bir fren devreye girdi. Çarklar eskisi gibi dönmüyor, sahadaki enerji istenilen seviyede değil.
Evet, Göztepe karşısında 6-7 futbolcu eksikti. Bu önemli bir handikap. Ancak tüm bunlara rağmen, son 15 dakika hariç Gaziantep FK’nın rakip kalede yeterince etkili olduğunu söylemek zor. Buna karşın Göztepe; diri, canlı ve ne istediğini bilen bir görüntü çizdi.
Tribünler doluydu. Binlerce taraftar, skor ne olursa olsun takımını destekledi. Küfür yoktu, aşırı bir tepki yoktu. En azından bizim bulunduğumuz tribünlerde… Buna rağmen Burak Hoca’nın maç sonu açıklamaları ve “iki hafta sonra olmayacağım” mesajı açıkçası beni çok şaşırtmadı.
Futbolda teknik adamlar gelir gider. Bu oyunun doğasında var. Ancak Burak Yılmaz, Gaziantep’e bir şeyler kattı. Bunu görmezden gelmek haksızlık olur. Takımı sıfır puandan alıp 23 puana taşıyan bir emeğin adı var. Bu şehir ve bu camia adına teşekkür etmek gerekir. Emeğine, yüreğine sağlık hocam.
Ama şu da bir gerçek.. İç sahada alınan kötü sonuçlardan sonra taraftarın tepki göstermesi kadar doğal bir şey yok. Bunu en iyi bilen de yine Burak Yılmaz olmalı. Taşlar yerine oturmuşken, herkesin ortak paydası Gaziantep FK’nın başarısı olmalı.
Kafamı kurcalayan başka bir konu daha var. İki hafta önce, Burak Hoca’nın Beşiktaş Stadı manzaralı bir restoranda bazı Beşiktaşlı yöneticilerle yemek yediği iddiası konuşuldu. Açıkçası ben bu tür söylentilere mesafeli dururum. Belki sadece bir fotoğraf, belki tamamen masum bir karşılaşma… Öyle olmasını da istiyorum.
Ancak ardından gelen “devre arasında yokum” açıklaması, insanın aklına ister istemez soru işaretleri düşürüyor. Futbolda bir teknik adamın kulağına kar suyu kaçtı mı, bulunduğu yerde başarılı olması çok zorlaşır. Sanki Burak Hoca, o İstanbul sürecinden sonra devre arasında ayrılık kararını haftalar öncesinden vermiş gibi bir his oluşuyor. Umarım yanılıyorumdur.
Sonuçta olan oldu. Gaziantep FK iç sahada yine kazanamadı. Bu hafta geride kaldı. Şimdi yapılması gereken, duygusal kopuşlara kapılmadan önümüze bakmak. Çünkü bu şehir, bu takım ve bu tribünler başarıyı fazlasıyla hak ediyor.