7 ay önce
Beşiktaş galibiyeti ardından iyi oyun, mücadele ancak 65. dakikadan sonra gelen Çaykur Rizespor mağlubiyeti. Niye yalan söyleyeyim Sumudica şaklabanın gönderilmesinin ardından Selçuk İnan’ın gelişi beni kümede kalma yolunda umutlandırmıştı. Ancak, sahamızda oynanan Alanyaspor mağlubiyeti... Ve kötü, silik futbol beni karamsarlığa itti.
Lige verilen iki haftalık aranın Selçuk İnan ve futbolcularını bu uzun zaman dilimini iyi kullanacaklarını düşünmüştüm. Sahamızda oynadığımız Alanyaspor maçına da bu umutla gittim. Kabul etmek gerekir ki; Alanyaspor kadro yapısı olarak bizden çok iyi, uzun zamandır birlikte oynuyor, iyi pas yapan, iyi oyunculara sahip ve kondisyonlu bir takım. Bizim gibi toplama bir takım değil… Ne oynattığı belli olmayan, sistemi belli olmayan Sumudica’nın yerine Selçuk İnan geldi. Beşiktaş maçından sonra takımın kendine geldiği, Romenlerin bile canla başla oynadığını gördük. Bu kötü gidişatta Selçuk İnan’a destek verdik ve sarıldık ona. Aslında getirilirken büyük risk olduğunu yazmıştık. Geçmişte futbol başarısı kadar teknik direktörlükte bir başarısı yoktu. Yapabileceklerini sınırlı da olsa bu zayıf kadro yapısı ile yapmaya çalışıyor. Ancak bir yere kadar. İşte Alanyaspor örneğinde olduğu gibi. Bütün faturayı da Selçuk İnan’a kesmek vicdansızlık olur, objektif reel bir yorum olmaz. Kadro yapısı ve ara transferde alınan futbolcular ortada. Ara transferde alınan futbolculardan işe yarayan var mı? Golcü diye alınan Badji… Ve diğerleri…
Selçuk İnan maç sonu değerlendirmesinde ‘’Bu yenilginin sorumluğunu ben üstleniyorum’’ dedi. İyi de hocam iki haftalık arada siz ne yaptınız, Alanyaspor’u analiz ettik diyorsun. Bu mudur yaptığınız analiz. Fatih Tekke’nin oyun sistemi belli. İyi pas yapan, kanatları iyi ve hızlı kullanan ve defans arkasına attıkları paslarla iyi adamlarla golü atan bir ekip Alanyaspor. Daha maç başladığında aslında ne olacağı net görünmeye başlamıştı. Sağlı sollu ataklar. Eyvah dedim. Buna yanıt veremeyten bir Gaziantep FK. İsteksiz, arzu yok, ne oynadığı belli olmayan bir edkip görüntüsü verdi ev sahibi ekip. İlk 45 dakikada kalemizde iki golü gördük. Geriden paslarla çıkan bir takım olduğu bilinen Alanyaspor’a önde basacak pres yapacak ve orta sahada top kapacak bir kadro yapısı olmadığından Alanyaspor, GaziantepFK’yı ilk devre Gaziantep FK’yı adeta sahayı dar etti diğer tabirle bizi darma duman etti.
Oğuz, Yusuf ve Ahmet Hassan adeta defansı deldi geçti. Hızlarına yetişene aşk olsun. Fatih Tekke dersine iyi çalışmış. Canı gitmiş Ertuğrul’un ağır olduğunu bildiğinden ve formsuz Mustafa’nın ise yerinde oynamadığını gördüğünden top yapan hızlı adamlarıyla bu bölgeyi çökertip, Ahmet Hassan’ın kafa ve ayak hakimiyetinden yararlanma yoluna gitti Fatih Tekke.
Lazar Markoviç, Maxim, Monterio rakiplerini ısırmayıp boş bırakmaları defansta Ertuğrul, N’Koulou’nu ve Djılobodjı’nin hatalarıyla goller arka arkaya gelmiştir. Ertuğrul kaç haftadır ağır kalıyordu ve bu maçta da birkaç kez rakibe yetişemedi. Selçuk İnan neden bu formsuz futbolcuda ısrar eder anlamış değilim. Neden Arda ile başlamadı mesela. Taraftar buna çok sinirlendi. Tepkiler Markoviç ve Ertuğrul’a gelmeye başladı. Ancak aslında N’Koulou daha büyük hatalar yaparak rakibini gol pozisyonuna sokan futbolcuydu. Ağır kalması nedeniyle tepki Ertuğrul’da yoğunlaştı. O da duygusal davrandı çıkmak istedi, gergin dakikalar yaşandı. Taraftarın bu tepkisi üzerine Selçuk İnan oyundan aldı onu. Devreye az bir zaman kalmıştı oysa… Keşke bir süre beklese devrede alsaydı daha doğru bir hareket olurdu. Zaten olanlar olmuştu, tüm takımın morali yerle bir olmuştu… Aslında 2-0 olmadan önce Selçuk İnan takımın arka arkaya pozisyon verdiğini görüp anında değişikliğe gitmesi gerekirdi. O anlarda Markoviç ve Monteiro etkisiz elemanlardı. Veya Ertuğrul’u taraftarın ortasına yem yapmadan Arda ile değiştirseydi olaylar buralara hiç gitmezdi.
Bu maçın teknik analizini çokta yapmaya artık bu saatten sonra gerek yok. Kaçan balık büyük olur misali, bugün sahamızda ne yapıp edip Alanyaspor’u yenmek zorundaydık. Şimdi gelsin Ankaragücü deplasmanı. Rakip çantada keklik mi? Asla değil. İşimiz çok zor dostum çok zor.
7 maç kala 31 puanla Ankaragücü deplasmanına gideceğiz. Ankaragücü bugün deplasmanda çok iyi oynamasına rağmen berabere kaldı.
Lig fikstürüne baktığımızda son dört maçımız küme düşme potasındakilerle. Bugün Alanyaspor önünde oynanan oyun ve performansla hayal kırıklığına uğradık. Yolun sonu mu görünüyor demeye başlandı. İnanın düşünmek bile çok incitici. Bu oyun devam ederse, düşmeyi kabullenirsen küme düşme kaçınılmaz olur.
Taraftar sorunuda bu işin tuzu biberi oldu. Yönetim zaten kapılarını sonuna kadar açmış, otobüs, tren bedava. Gelen taraftar sayısı belli. Takımı destekleyip, alkışlayacak, 12. Güç olacakları yerde futbolcuyu protesto etmek, takımı ıslıklayıp protesto etmek, yönetimi istifaya davet etmek çok akıllıca davranışlar değil.
Yapılan bu davranışınız ve mağlubiyetle teknik adam, futbolcu yönetim moral bozukluğuna yol açtınız. Bu hareketiniz rakiplerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir fayda sağlamıyor. Bilin istedim. Şimdi kenetlenme zamanı. Birlik beraberlik zamanı. Gardımızı düşürmemek gerekiyor. Konyaspor’un, Ankaragücü’nün, Hatayspor’un maçları da çok kolay değil. Ancak gardı düşürüp MKE Ankaragücü’ne yenilirseniz, Hatayspor İstanbulspor’u yenerse o zaman düşme çanları bizim için çalmaya başlayacak.
Selçuk İnan hocam, futbolcu kardeşlerimiz, taraftar ve yönetim… Varınızı yoğunuzu ortaya koyun. Ortaya bir karakter koyun. Titreyin ve kendinize gelin. Başka Gaziantep yok…