Kenan Yücel Yazdı.. Bedrettin Ay ve Ömer Üründül..!

Bazıları Allah uzun ömürler versin öldükten sonra yazar ve çoğuda timsah gözyaşı döker. Ben ölmeden 30 yıllık yol arkadaşımı, aile dostumu, kader birliği yaptığım, en zor günlerimde acıma ortak olup gözyaşımı silen, en sevinçli günlerimde benimle olan ağabeyim için o sağken yazmak ve tarihe not düşmek istedim. 

1947 Gaziantep doğumlu. Aile yedi göbekten Gaziantepli. Ay ailesinin içerisinde Gaziantep siyasetine, ekonomisine, sosyal yaşamına yön veren önemli isimler mevcut.

Bedrettin Ay onların aksine entelliktel bakış açısı, edebiyat, müzik, tiyatro, spor ile çocukluğundan beri farklı kategoride. Ortaöğretim, lise ve üniversite yıllarında ilk tiyatro kulübünü kuran ekibin içerisinde, evin içerisindeki kütüphanede okul kitaplarından çok dünya klasikleri, yerli edebiyatçıların eserleri mevcut. Bu arada futbol denemesi oluyor ama ailenin baskısıyla kısa sürede oynama işinden vazgeçip özellikle üniversitede iyi bir taraftara dönüşüyor. Üniversiteden ve derslerden arta kalan zamanlarda Şeref Stadı, Dolmabahçe'nin müdavimlerinden Metin Oktay, Can Bartu, Baba Hakkı'yı antrenman ve maçlarda izleyip Karınca Ezmez Şevkiler ile tezahürat yapan gruptan.

Gaziantep dönüşü baba Ali Ay'ın uzattığı anahtar ile hayallerini erteleyip Ay Profile adımını atıyor. Baba Ali Ay 1.50 boyunda ama bilgisi, enerjisi, vizyonu boyunun çok çok ötesinde bomboş kamyon kafasını profil saclarla otobüse çeviren bir mühendis. Oda kardeşi Necmettin Ay ile birlikte beraber bu bayrak yarışında Ay Profili önce semtinin, sonra Gaziantep'in, şimdilerde oğul Nurettin Ay ile birlikte bölgenin sac, profil ve çeşitli ekipmanlar ile birlikte en önemli markası haline getirdiler.

Gelelim konumuza ve futbola ;

Bedrettin Ay her ne kadar iş hayatında olsada kalbinin köşesinde hep futbol ve yazarlık var. Spor yazarlığı başlangıcı 1980'li yıllarda Yusuf Ağar ile tanışmasıyla başlıyor. Onun verdiği köşe ve kalem ile kağıtlara yazmaya sihirli kelimeleri döküyor. Ama oyun, taktiksel, açılardan çok sanki köşenin içerisinde Yaşar Kemali, Fakir Baykurt'u, Dostoyovskiyi, Gorkiyi okuyorsunuz. Değişik bir tarzı ile alıp sizi sürüklüyordu. Yıllarca Hürriyet'te yazdı, tüm Gaziantep o zamanlar televizyonlar yok, internet yok onun yazılarını okumaya başladı. Sonra rahmetli eski Şehitkamil belediye başkanı Ahmet Yılmaz'ın kurduğu televizyon ile ekranla, mikrofonla tanıştı. Buradan TRT'ye hem spor, hem iş alanında şehrin ünlü simaları ile röportajlar yaptı. 

Sonra kısa bir mola verdiği sıralarda ben kendisiyle tanıştım. İki tarafın birbirine kırgın, küs olduğu dönemlerde ben yerel Sabah Gazetesinde spor sayfaları yapıp, köşe yazıyordum. Çocukluğumun yıldızına " Abi gel bana yardımcı ol, birlikte yazalım " dedim. Bana " Sen iyi niyetlisin çağırıyorsun ama bilmiyorsun onlarla aramızda sıkıntılar var. Kabul etmezler, boş ver. " dedi. Bende " Abi sen kabul et, ben varım, sen yoksan bende bırakırım " ısrarım karşısında " Tamam " dedi.

Ben şimdi rahmetli olan gazetenin sahibi Aykut Tuzcu ve genel yayın yönetmenimiz Nurgül Balcıoğlu'nu ikna ederek birlikte başladık.

Bedrettin Ay ile birlikte antrenmanlar, kamplar, deplasmanlar, maçlar, yurt dışı artık hayatımızın Cumartesi ve Pazar günleri Gaziantepspor ve yazıya endenkslenmişti. Kısa bir süre sonra bölgenin ve şehrin ilk uydu televizyonu olan Olay TV'de Mustafa Teke moderatörlüğünde belkide Türkiye'nin en uzun soluklu 20 yıl Spor Tempo proğramını gerçekleştirdik. Gaziantep spor camiası başkanı, yönetimi, teknik heyeti, futbolcusu, taraftarı Pazartesilerini bu proğrama göre ayarlıyordu. Olay TV'nin verdiği maddi, manevi destekler ve özgür platformu ile çok inanılmaz işlere imza attı bu üçlü.

Bedrettin abi çocuklarını ihmal etti Gaziantepsporu ihmal etmedi. 

Bedrettin Abi torunlarının doğumunu Gaziantepsporun yurt dışı kampında öğrendi.

Bedrettin Abi çocukları ve torunlarından çok futbolu sevdi, bu şehri sevdi, hep üretti.

İşinden fedakarlık yaptı, deplasmanlardan, kamplardan, yazılardan, programlardan yapmadı.

O zamanlar uçak yok, biz 20 saat İzmir, Denizli deplasmanları yaptık. Sonra kendi arabasıyla başladık yollarda. Bir ara adımız Spor Tempo Firar daya çıktı. Direksiyon salladı, yolları solladı, takıma salladı, stadda bekledi. Ama belediyelerin, odaların, sanayicilerin, siyasetçilerin kapısında beklemedi ve bizide bekletmedi.

Kitaplığının raflarında yüzlerce şilt, brove, belgeleri, binlerce yazıları ile bana göre son 50 yıla iki tane spor yazarı damga vurmuşsa biri Ökkeş Özekşi diğeri Bedrettin Ay'dır.

Yani aslında Gaziantep futbolunda başkanlık olarak Celal Doğan ve Konukoğlu ailesinin fertleri Saip, Abdülkadir ve Adil Konukoğlu , oynayanlar ve yönetenler olarak ise Talat Özkarslı ve Sakıp Özberk neyse bunlarda sahanın dışındaki iki kişidir. 

Neden Ömer Üründül ile kıyasladım Bedrettin Ay'ı ;

Ömer Üründül'de 30 yıldır spor dünyamızın içerisinde yaptığı yorumlar, spor dünyasına getirdiği deyimler, terimlerin yanı sıra şu anda bana göre değil Türkiye'de Dünya'da Dünya ve Avrupa kupalarını, şampiyonlar ligini, finalleri, milli takım maçlarını izleyen tek spor yorumcusudur. Ama mesleğinde yani CV'sinde şu yazar.  " Burger King ve Ytong Türkiye şirketlerinin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olan Ömer Üründül, inşaat, gıda, eğlence ve özellikle enerji sektöründe çeşitli faaliyetler gösteren Sedko İnşaat A.Ş. ve Üründül Enerji Yatırımları A.Ş.'nin de kurucu ortaklarındandır ve Yönetim Kurulu Başkanı'dır.

Bedrettin Ay ise bu Gaziantep'te son 50 yılda gitmediği deplasman, izlemediği maç, uluslararası milli maçlar, finaller binlerce köşe yazısı, makale, TRT'de her hafta proğrama rağmen Gaziantep'te halen bazılarınca spor yazarı değil demirci olarak anılır.

Çünkü bu memleket aşırı kıskançtır, hasettir, her alanda kendi değerlerine sahip çıkmaz. Suriyeliye, Afganlıya, Japona, Malezyalıya, Karadenizliye, Doğu Anadolu'luya kısaca herkese sahip çıkar kendi evlatlarına asla. 

Onun içindir ki " Hiç kimse kendi memleketinde haşa peygamber olmazmış " misali.

Unutmadan ;

Nasıl ki lider olunmaz doğulur gibi gazeteci olunmaz , gazeteci doğulur. Çünkü gazetecilik emek, bilgi, tecrübe, fedakarlık, vizyon, araştırma ister.

Bu arada bende 30 yıldır yazmama rağmen lakabım tostcu kenan olarak geçer. Haberiniz olsun . 

Gocunurmuyum asla, çünkü bırakın tostcu desinler, lobcu demesinler.

Biliyorum biraz uzun oldu ama bazen sizlerle dertleşmek iyidir. Çünkü bizim benzinimiz, moralimiz, enerjimiz sizlersiniz özellikle Bedrettin Ay duayenimiz ile ilgili yorum yaprsanız sevinirim. 

Sadece resimlere bakıp incelediğinizde elli yıllık emeğin, fedakarlığın, sevginin, gazeteciliğin, sevincin, yorgunluğun, bu şehrin takımlarına, teknik adamlarına, futbolcularına verilmiş alın teri ve gözyaşının farkına varırsınız.

Kısaca klavyeye, kağıda, bilgisayara yazarak, kartlarla, akreditasyonlarla gazeteci olabilirsiniz ama gönüllere yazmak, kalbe yazmak, onların hissiyatına tercüman olmak, onların evlerine, iş yerlerine, bürolarına, sofralarına ancak emekle, bilgiyle, alın teriyle, kilometrelerle, otel odalarında, sahalarda, antrenmanlarda çalışarak akredite olabilirsiniz. Ne mutlu bana ve Mustafa Teke'ye onunla birlikte yol yürüdük, tabii bu arada Olay TV'de bize inanılmaz destek veren Erol Maraş ve Raci Dölek ile çoğu zaman yanımızda olan Çetin Katırcıoğlugil’ede yürekten teşekkürler.

O bize ışık oldu ve daha nice birlikteliklere ve yıllara. 

Teşekkürler aileniz ve sevdiklerinizle nice ramazanlara ve bayramlara.