1 yıl önce
"Kendimi geliştirmeye çalışıyorum"
-Neler yapıyorsunuz hocam?
"Kendimi geliştirmeye çalışıyorum. İşimiz gereğince de Avrupa'nın beş büyük ligi ve Türkiye ligi olsun gidip stadyumlarda maçları canlı izlemeye, takip etmeye çalışıyorum."
"Türkiye'yi, Avrupa'da temsil etmek istiyorum"
-40 yaşındasınız şu an kendinizi nerede ve nasıl görüyorsunuz?
"Şu an işin çok başındayım. Kendimi gelişmekte olan antrenörler arasında görüyorum. Büyük hedeflerim, ideallerim var Türkiye'de iyi takımlarda büyük başarılar yakalayıp Avrupa'da Türk teknik direktör olarak Türkiye'yi temsil etmek istiyorum en büyük hedefim o. İnşallah Avrupa'da çalışma fırsatı bulan bir Türk teknik direktör olabilirim."
-Başarılı mısınız kendi gözünüzden?
"Başarılıyım. Ekibimizle beraber güzel işlere imza attık, önemli hedeflerimiz var. Planı, programı, organizasyonu olan güzel kulüplerde çalışmak istiyoruz. Umarım bunu başarabilirim. Kendimizi daha çok geliştirerek. Güncel konuları takip ederek inşallah iyi bir antrenör olacağım."
"Genç jenerasyonun ben çok başarılı olacağına inanıyorum"
-Eski jenerasyon ve yeni jenerasyon diye yeni farklılık oluştu aslında. Siz buna katılıyor musunuz böyle bir farklılık var mı?
"Gelişmekte olan bir antrenör portföyü çıkmaya başladı. Önemli antrenörlerimiz da var tabii ki, yıllardır olan duayen antrenörler. Biz onlara çok büyük saygı duyuyoruz. Ama bu genç jenerasyonun ben çok başarılı olacağına inanıyorum, önümüzdeki bu 5-10 yıl içinde Avrupa'da mutlaka takım çalıştıracaklarına inanıyorum. Bu bir kişi değil dört beş kişi de çıkabilir."
"Önümüzün açık olacağına inanıyorum"
-Bu zamana kadar Fatih Terim dışında Avrupa'ya hoca gönderemedik, sebebi neydi, şimdi ne oluyor da Avrupa'ya hoca gönderme hedeflerimiz var bu kadar, o dönem neden olmadı?
"Evet Fatih Terim hocamız gitti Avrupa'ya. Fiorentina, Milan çok önemli kulüplerde çalıştı. Maalesef kulüplerimizin Avrupa'da başarılı olamamasını yıllardır büyük bir etken olarak görüyorum. Ama genç jenerasyon antrenörlerin kendilerini geliştirmesiyle çok önemli yerlerde çalışacaklarına ve bundan sonra önümüzün açık olacağına inanıyorum."
"Bayern'i hayallerimdeki, ufkumdaki en önemli takım olarak görüyorum"
- Sizin hedefleriniz neler bu konuda, hangi ligi kendinize yakın görüyorsunuz?
"İngiltere Premier Ligi'ni çok beğeniyor ve takip ediyorum. Ama benim ideallerimde her zaman Almanya Bundesliga'da Bayern Münih var. Bayern'i hayallerimdeki, ufkumdaki en önemli takım olarak görüyorum. İnşallah bunu bir gün, önemli bir yakın zaman da olur, 5-10 yıl içinde başaracağıma inanıyorum. Çünkü bu iş hayallerle başlıyor, hedeflerle başlıyor. Hayal kuramazsanız hiçbir işte başarılı olamıyorsunuz benim de en büyük hedefim bu."
-Karagümrük serüveninizi nasıl anlatırsınız bize?
"Zaten futbolcuyken kafamda her zaman teknik direktörlük yapmak vardı. Her zaman notlarımı alıyordum. PTT 1. Lig'de antrenör olarak başladığımda Ömer Erdoğan hocayla, Cüneyt Dumlupınar hocayla ve Giray Bulak hocayla yardımcı antrenörlük yaptım. Ömer hocanın ayrılmasının ardından Karagümrük takımıyla son sekiz hafta teknik direktörlük yaptım."
"Planlarımı kurgulamıştım kafamda"
-Çok büyük stres değil mi hocam, hedefler var ve ilk teknik direktörlük deneyiminiz.... Nasıldı?
"Yardımcı antrenör olduğum için oyuncularla birebir olarak çok iyi ilişkilerim vardı. Ne yapacağımı da biliyordum. Planlarımı da kurgulamıştım kafamda. Planlarım doğrultusunda Karagümrük takımını son 8 haftada ekibimizle beraber Süper Lig'e çıkardık. Bizim için de çok büyük başarıydı ve Süper Lig'de aynı şekil devam ettim."
-Peki hocam Karagümrük'ün bugün Süper Lig'deki istikrarının temellerini attığınıza inanıyor musunuz?
"O sezon kırılma sezonuydu, çıkmamız gerekiyordu, iyi yatırım yapılmıştı. İyi futbolcular vardı Süper Lig'de de zaten 3 yılda istikrarlı şekilde devam ediyorlar. Ondan sonra da zaten Farioli hoca, Volkan hoca, Pirlo hoca gibi önemli hocalarla çalışmaya başladılar. Aynı istikrar aynı felsefe kırılmadan devam ediyor."
"Süleyman Hurma'nın projelerine çok inandılar"
-Karagümrük'te İtalyan hegomonyası var diyebiliriz, çok önemli oyuncular var. Sizin döneminizde çok önemli oyuncular geldi. Biglia geldi, İtalyan değil ama İtalya'dan geldi. Viviano geldi, Bertolacci geldi, Borini geldi. Hep kariyerli oyuncular. Bu İtalyan hegomonyasını neye bağlayabiliriz ve bu kadar önemli yıldızları Karagümrük gibi tesisleri olmayan takıma gelmeye nasıl ikna ettiniz?
"Onlar Süleyman Hurma'nın projelerine çok inandılar. Tabii bunlar çok önemli, profesyonel, önemli kulüplerde oynamış oyuncular."
-Yeni başlamış biri olarak çok rahatlatmıştır sizi...
"Benim için de çok büyük tecrübe oldu, beni de çok rahatlattı. Lucas Biglia dediğimizde Arjantin Milli Takımı'nda Messi'nin önünde kaptan çıkan adamdı. Fabio Borini Chelsea'de, Liverpool'da, Roma'da, Milan'da oynamış çok önemli kariyer. Bunlar plan programa, kulübün felsefesine inanarak buraya gelmeye ikna oldular. Hepsi de vizyonlu oyunculardı. Karagümrük takımının vizyonunun gelişmesine katkıda bulundular."
"Borini lastikleri demirlere bağlayıp orada çalışıyordu"
-Karagümrük'ün tesisleri yetersiz dedik. Fitness salonu olmadığı için Borini'nin farklı şekilde çalışmalar yaptığını duyduk. Bunların gerçeklik payı var mıdır, anlatmak ister misiniz?
"Karagümrük Stadı'nda antrenman yapıyorduk, dediğiniz gibi fitness salonumuz yoktu. Borini lastikleri demirlere bağlayıp orada çalışıyordu. Demek ki istediğiniz zaman futbolcunun içinden gelmesiye oradaki şartlara uyum sağlayarak elinden gelenin en iyisini verebiliyor. Bazıları kendi sitede oturdukları zaman kendi özel hocasıyla fitness antrenmanı yapabiliyorlardı. Hepsi büyük profesyonellerdi."
-Borini, 'Ben yıldızım, tesislerde bu imkan yok' deyip çalışmayabilirdi...
"Bazen Türk oyuncular bunu yapabiliyor. Ancak Avrupa görmüş en üst düzeydeki oyuncular her zaman vücutlarını en üst düzeyde tutmak zorundalar çünkü işleri bu. En iyisini vermek zorundalar, en iyi antrenmanı yapmak zorundalar, kendilerini her zaman en üst düzeyde sahaya sürmek zorundalar. Onların profesyonel yapıları, kültürleri, kafa yapıları bizden biraz daha farklılar."
"Borini en iyi performansını bu sene gösterdi"
-Borini, Diagne ile beraber bu sezonun en flaş isimlerinden. İkisi bu sezon 20'şer golden fazla attılar, hatta asistlerle beraber yaklaşık 60 gol katkıları var. Sürpriz mi?
"Hiç sürpriz değil. Diagne çok kaliteli oyuncu. Galatasaray ve Kasımpaşa'dan da biliyoruz ki bu ligde 15-20-25 arası gol atan oyuncu. Borini de en iyi performansını bu sene gösterdi. Önceki yıllarda şanssızlıklar, sakatlıklar geçirdi, bir türlü performansını sergileyemedi. Enteresandır Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş'ın gözlerinin önündeki bu kadar iyi oyuncuyu görememesi çok tuhaf. Hem defansif hem ofansif olarak iyi bir oyuncu ve inanılmaz profesyonel. Hocasına ve kulübüne sıkıntı yaratmayan, saha da yüzde 100'ünü veren futbolcunun transfer yapamaması bana da ilginç geliyor. Skor ve gol olarak Diagne ile Karagümrük takımını sırtlıyorlar."